- doldurmak
- засыпать, заполнять, загружать, заправлять, заряжать, набивать, накачивать, наполнять, наливать, насыпать
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
doldurmak — i 1) Dolmasını sağlamak, dolu duruma getirmek Fazla eşyasını acele acele valize doldurdu. R. H. Karay 2) Araç deposunu akaryakıtla tamamen dolu duruma getirmek 3) nsz Ateşli silahların içine mermi sürmek İki tabanca getirdiler, takır takır… … Çağatay Osmanlı Sözlük
donuna etmek (veya kaçırmak veya doldurmak veya yapmak) — 1) küçük veya büyük abdestini donuna etmek 2) mec. çok korkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tıka basa doldurmak — doldururken çok bastırıp sıkıştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bant doldurmak — bir banda ses kaydetmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çile çıkarmak (veya doldurmak) — sıkıntılı bir işin veya bir durumun sona ermesini beklemek Yirmi beş senedir Beykoz daki o tekke gibi evde çile dolduruyorum. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
yağmur yağarken küpünü doldurmak — kazanç fırsatı varken ondan yararlanarak para veya mal edinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
koltuğu doldurmak — aldığı görevi tam olarak başarabilecek yetenekte bulunmak Ercüment, memurluk hayatında her oturduğu koltuğu doldurmuş... Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
küpünü doldurmak — eline fırsat geçmişken çokça para biriktirmek Hamiyetini bu felsefeye uydurarak küplerini doldurmayı bilenler bu memlekette bolluk içinde yaşarlar. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
cebini doldurmak — karşılaştığı elverişli durumlardan yararlanarak bol para kazanmak Dünyayı bir tüketim çılgınlığına itip ceplerini doldurmuşlardı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
karnını doldurmak — 1) çok yemek yemek 2) argo gebe kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
postuna saman doldurmak — öldürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük